anton çehov – üç yıl – Antiklopedi
çevirmen: nuri yıldırım, yordam kitap, s.30-31

laptev bunun ne anlama geldiğini anladı, ruh hâlinde ani, sert bir değişim hissetti, içindeki ışık ansızın sönüvermişti. kendisine saygısızlık gösterilen, hoşlanılmayan, itici ve hatta iğrenç bulunan bir adamın utancını, aşağılanışını yüreğinin derinliklerinde hissetti. evden dışarı çıktı. sıcak havada eve giderken, yolda, ilanıaşkının ayrıntılarını hatırladı. “her şeyimi verirdim,” diye kendini taklit etti. “her şeyimi verirdim - tamamen esnafça bir davranış. senin o her şeyin de zaten birilerine çok gerekliydi!” diye kendine kızdı.

biraz önce konuştuğu her şey insana tiksinti verecek derecede aptalca göründü ona. i̇stisnasız herkesin çalıştığı bir ortamda büyüdüğü yalanını niçin söylemişti? ders verir bir edayla temiz ve mutlu hayat üzerine niçin nutuk atmıştı? bu, aptalca, hiç de ilginç olmayan bir şeydi, ikiyüzlülüktü. moskova tarzı bir ikiyüzlülük.

laptev, yavaş yavaş, tıpkı suçluların ağır bir cezaya çarptırıldıktan sonra hissettikleri gibi, kayıtsız bir ruh hâli içine girmeye başlıyordu. tanrıya şükür, diye düşünüyordu, artık her şey geride kaldı, bu korkunç belirsizlik artık ortadan kalktı. günlerce beklemek, ıstırap çekmek, hep aynı şeyi düşünmek artık gerekmeyecekti. onun açısından şimdi artık her şey çok açıktı: kişisel mutlulukla ilgili tüm beklentileri bir yana atmak gerekiyordu; hayal etmeden, bir şey beklemeden, istek ve umut olmadan yaşamalıydı. mücadele etmekten bıktığı bu can sıkıntılarından kurtulmak için ise, başkalarının işleri ve mutlulukları için çaba harcamak, hayırseverlik işleriyle uğraşmak bir çözüm olabilirdi. ve böylece farkına varmadan yaşlılık gelip çatar ve nihayet hayat sona ererdi. başkaca da hiçbir şeye gerek yoktu zaten. onun için artık hiçbir şey fark etmiyordu, hiçbir şey istemiyordu; bundan böyle her meseleyi soğukkanlılıkla muhakeme edebilirdi. ancak yüzünde, özellikle gözlerinin altında bir ağırlık hissediyordu, alnı bir lastik gibi gerilmişti. ve işte gözlerinden yaşlar boşalmak üzere! bütün gövdesinde bir bitkinlik, hâlsizlik hissetti, yatağa uzandı ve beş dakika sonra derin bir uykuya daldı.